Ivo Petrov Pleven, Bulgaristan’da dünyaya geldi ve erken yaşlarda resim yapmaya başladı. Lisede yeteneklerini geliştiren sanatçı daha sonra Veliko Tarnova Üniversite Güzel Sanatlar Fakültesi’nde resim alanına yöneldi. Köklerine ve bu yere olan bağlılığı sebebiyle hala aynı şehirde çalışıyor ve yaşıyor. Onun için, sanat; aile ilişkisidir. Sanatçı eşi Nina Petrova sanat tutkuları ortaktır ve birlikte sanat yapabilecekleri, değişebilecekleri bir ortam geliştirirler. Ivo, 1900lerin elektrikli atmosferi ve Fransa'da 1880-1914 yılları arasındaki Belle Époque denilen döneminden ilham alır. Ayrıca, Art Deco ve Vienna Secession sanatçılarına (geç 19. Yy ve erken 20. yy) hayrandır. Ünlü ressam Gustav Klimt ve Tamara de Lempicka (Polonyalı 20.yy ressamı) favori iki sanatçısıdır. Esnekliği ve yoğunluğu sebepleriyle yağlı boya kullanmayı tercih ediyor ve bu ona sonsuz tonda bir palet veriyor. Sanatçının etkileyici karakterleri arka planlarından adeta sıyrılıyor. Karakterlerin suratlarında eski dönem dövmeleri gibi parlak renkler (kırmızı, turuncu, mavi, mor…) kullanılmıştır. Bu özelliği aynı zamanda Henri Matisse’in Fovizmini hatırlatır. Ivo’nun eserleri figüratif ve neredeyse kübist, karakteristik bir tarza sahiptir. Kompozisyonları genellikle geometrik tarzdadır ve eserlerindeki her öğe kendine ait bir alana sahiptir. Boyalı alanlar bir bütün olarak gözükmemesine rağmen izleyiciyi eserin bir parçası olmaya teşvik eder. Ivo, şaşırtıcı ve büyüleyici sahneler yaratırken farklı öğeleri bir araya getiriyor. (geleneksel kıyafetler, sirk ve dans sahneleri…) Aynı zamanda yetenekli bir yönetmen olan ressam, renkleriyle adeta kanvasını bir performans alanı olarak kullanıyor. Günlük sahneler veya mitolojik hayal edilmiş sahneler, hepsi bizi hayal etmeye davet ediyor.