Nina Petrova

Nina hala yaşadığı Bulgaristan’da doğdu. Gençliğinden beri yaratıcı aktivitilerle ilgilenen sanatçının hayatında sanat vazgeçilmez bir hale geldi. Okulda ahşap oymacılığı ve sanatla tanıştı, sonrasında üniversitede Güzel Sanatlar okudu ve resim alanında profesyonelleşti. Uzun yıllar boyunca sanat alanında yaptığı çalışmalar kendini geliştirmesini sağladı. Tarzı ve renkleri gelişmeye devam ederken resimleri her zaman pozitif oldu. Yağlı boya ile resim yapan sanatçı esnek ve yumuşak dokular yaratıyor. Bu teknik sanatçıya geniş bir yaratma alanı veriyor. Sanat hayatına başladığından beri renklerin gücüne inanan sanatçı, bunun duygular için provokatif ve benzersiz bir alan verdiğini belirtir. Böylece duygularını ifade edebilmiştir. Sanatçı ilerleyen zamanda nüans kullanımlarını azaltarak monokroma döndü. Karakterlerini ve kompozisyonlarını ise retro bir atmosfer yaratmak için kullanıyor. Nostaljik Art Deco ve vintage yılları için özlemini eserlerinde gösteriyor. Sanatçı eserlerinde yadsınamaz zarafeti, tatlı bir hüzün halini iyimser bir bakış açısıyla yansıtıyor. Her eseri izleyiciyi şiirselliğin, tılsımın, feminenliğin bambaşka eski dünyasına götürüyor. Geçmişten gelen her şey Nina’ya ilham veriyor; fotoğraflar, filmler, posterler, eski aile hikayeleri, geçmişte kalan idealler… Neo-Klasik sanatçıları olan Lawrence Alma-Tadeva ve John Williams sanatçıya eski temaları kullanmalarıyla ilham vermişlerdir. Bir diğer sanatçıyla evlendikten sonra sanat Nina’nın hayatının bir parçası haline geldi ve çocukları da ise yeniliklerin değişmez kaynağı oldu.
Filtrele
Sıralama